Runist-Cafem* | Dostluk Ve Paylaşım Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Runist-Cafem* | Dostluk Ve Paylaşım Platformu


 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 İslamda Zekat

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Salih*
Runist yönetmen

Salih*


Erkek
Mesaj Sayısı : 399
Doğum tarihi : 09/09/94
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 15/06/08

İslamda Zekat Empty
MesajKonu: İslamda Zekat   İslamda Zekat EmptyPaz Tem. 13, 2008 5:56 pm

1- Zekata tabi diğer mallarda olduğu gibi ticaret mallarında da zekat verilmesi gerekir. Nisap ve diğer şartlar bulunduğunda ticaret mallarından verilecek zekat %2,5 nisbetinde olacaktır.Verilecek kimsenin faydalanabileceği bir mal olursa zekat bizzat ticaret malından verilebileceği gibi kıymetinden de verilebilir.
2- Çok ortaklı sirket organizasyonunda ortaklarin hisselerinin zekat bizzat hisse sahipleri tarafindan verilebileceği gibi şirket tarafından da verilebilir. Bu konuda çoğunluğun ittifakı hasıl olmuştur. Ancak hisse sahiplerinin şirket tarafında ödenebilmesi için;
a-Hisse sahibi kendi hisselerinin zekatını vermesi konusunda şirket yönetimine yetki vermelidir. Veya
b-Şirket genel kurulunda bu yönde karar alınmalıdır. Veya
c-Şirketin tüzüğünde veya ülkenin mevzuatında ortakların zekatının şirket yönetimi tarafından ödeneceğine dair bir hüküm bulunmalıdır.
3- Zekata esas servet, zorunlu vergiler çıktıktan sonra mı hesaplanmalıdır. Ya da zekata ilave olarak verilen zorunlu vergilerin İslam’da yeri nedir.?
Bir kere Zekat mali bir ibadettir. Devlet gerekirse zekat’ın dışında çeşitli tür ve oranlarda vergi koyabilir. Ayrıca zekat ve verginin keyfiyet, mükellefiyet, alındığı kaynak, hedef, gaye, nisbet ve harcama yerleri bakımından birbirinden farklıdırlar. Bu bakımdan devlet tarafından, zekat dışında alınan vergiler, zekata
Sayılamazlar. Zekat mükellefi, vermek mecburiyetinde bulunduğu vergi dışında kalan ve zekata tabi mallarının zekatını ayrıca vermekle mükelleftir.
4- Sanayi sektöründe üretim makinalarının zekatı ile ilgili 1952 Şam, 1965 Kahire, 1984 Kuveyt ve 1988 de de Cidde de gerçekleştirilen Konu ile ilgili konferans ve toplantılarda zekatla ilgili verilen kararlarda;
a-Zekatın bina, ticaret mahalleri ve makinalar gibi satışa konu olmayan, sadece üretim ve gelir elde etmekte kullandıkları için duran sermaye kabul edilen yer ve makinelerin bizzat kendilerinin (Hisse Senetleri dahil) zekata tabi olmadıkları
b-Bunların ürün ve gelirlerinden zekat verilmesi gerektiği hususlarında ittifak edilmiştir.
c-Bunlardan verilmesi gereken zekat miktarında ise farklı görüşler ileri sürülmüştür. Şöyleki;
aa-Bazı alimler üretim ve gelir getirmede kullanılan bu araçları ziraat arazisine, gelirlerini de zirai ürünlere benzetmişler; bunların aşınma ve eskime durumunu da göz önüne alarak yıllık amortisman, vergi ve mükellefin diğer tabii ihtiyaçları düşüldükten sonra safi gelirlerden %10 veya bunlar düşülmeden bürüt gelirden %5 zekat verilmesi gerektiğini söylemişler,
bb- Bazı alimlerde durumu ticarete benzetmişler, bu gelirlerin mükellefin elindeki diğer ticaret malları ve paraya eklenerek %2,5 nisbetinde zekata tabi olması gerektiğini söylemişlerdir.
5- Parası ödendiği halde ele geçmeyen malın zekatı ile ilgili olarak alimler zekat için mülkiyet şartının gerçekleşmesini esas almışlardır. Bu konuda alimler den bazıları alım-satım akdiyle alıcının tam mülkiyetinin gerçekleştiğini söylerken bazıları ise satın alınan malın ancak satın alan veya vekiline teslimiyle mülkiyetin gerçekleştiğini ileri sürmüşlerdir. Buna göre satın alınan malın özelliği veya alış veriş şartlarına ve örfe göre alıcıya teslim edilmiş sayılan malların zekatı, ödeme günündeki değerlerinden, teslim edilmiş sayılmadığı durumlarda da bu mallar için yatırılan bedelden zekat ödenmesi gerektiği benimsenmiştir.

İSLAMDA FİNANS VE BORSA
Karşılaşılan ve sıklıkla sorulan sorulara umarız bir cevap mahiyetinde olur ve okuyanlara faydalı olur.
1-KREDİ
a-Devletin verdiği faizli kredi
Devletin verdiği faizli krediyi almak caiz değildir.
b-Devletin verdiği teşvik kredisi
Faizsiz teşvik kredisi almak ittifakla caizdir.
Faizli teşvik kredisine gelince; (V. ez-Zühayli, A. Muhiddin el-Karadaği, A. Ömer, D. Yaylalı, S. Zaim) gibi alimlerin görüşüne göre caiz değildir.
2-TEMİNAT MEKTUBU
İslam bankalarından alınması ve ücretin de masraf olarak ödenmesi şartıyle caizdir. (V. ez-Zühayli, A. Muhiddin el-Karadaği, A. Ömer, D. Yaylalı, S. Zaim)
3- AKREDETİF
Akredetif olarak komisyon bedeli ödemek caizdir. Fakat bunların İslam bankalarından alınması ve islami kurallara göre uygulanması tavsiye edilmiştir.
4- KREDİ KARTI
Prensip olarak faizsiz ve yanlız mal ve hizmet alımlarında kullanılmak üzere (çünkü nakit alımı faize tabi tutulmaktadır.) Kredi kartı almak caizdir.
(A. Muhiddin el-Karadaği,) zaruret ve şiddetli ihtiyaç halinde kredi kartı sahibinin hesabında kendinden faiz alınmayacak kadar nakit bulunması ve islami bankaların kartları olmaması durumunda caiz görmüş, eğer islami bankaların verdiği kartlar varsa, faizle işlem gören bankaların kredi kartlarının alınmasını kesinlikle caiz görmemiştir.
(B. İslam bankalarının da islami kurallara uygun bir şekilde kullanmaları şartıyla kredi kartı vermeleri lazımdır.
5-LEASİNG
Bazı islam alimlerine göre caiz (A. Muhiddin el-Karadaği, D. Yaylalı, S. Zaim) bazılarına göre de caiz değildir. (V. ez-Zühayli, A. Ömer)
6- ÖZEL FİNANS KURUMLARININ MUAMELELERİ
a-Mudarebe:
Söz konusu kurumların, islami esaslara uygun olmak kaydıyla mudarebe şeklide
Kar-zarar ortaklığı yapmaları ittifakla caizdir.
b-Müşareke:
Özel Finans kurumlarının hisse (çalışma alanları helal olan şirketlerin) senetlerini
satın almaları veya bil fiil ortaklık şeklinde müşareke yapmaları caizdir. Faizli
bankalarla ortaklık kurmaları hususunda farklı görüşler vardır.
c-Murabaha:
Murabaha islami kurallara harfiyen uyulması şartıyla ittifakla caizdir. Ancak
İslami gaye olarak diğer madarebe ve müşareke ortaklıklarına girilmesi ve bu
yolla gayret gösterilmesi tavsiye edilir.
7- SELEM AKDİ
Faize düşmeden yapılan selem akdi caizdir.
8- BORSA
Devletin çıkardığı tahvil ve hazine bonoların alım-satımı ittifakla caiz değildir. Borsadaki hisse senetlerinin alınıp satılması ise; islami uygun iş alanlarında ve islami kurallara uygun olarak çalışan şirketlerin çıkardığı hisse senetleri alım satımı caizdir.

İSLAMDA FAİZ
Konu ile ilgili Ayet ve Hadisler
1- Faiz yiyenler mahşerde kendilerini şeytan çarpmış kimseler gibi (kabirlerinden ) kalkarlar. Bu
onların zaten alışverişte faiz gibidir demelerindendir. Halbuki Allah Alışverişi helal, faizi haram
kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelirde, faizcilikten vazgeçerse, geçmişi
kendisine, işi hakkındaki hüküm de Allah’a aittir. Kim de tekrar faize dönerse, işte onlar
cehennemliktirler. Onlar orada ebedi kalıcıdırlar.
2- Ey iman edenler, gerçek mü’minler iseniz Allah’tan korkun. Faizden arta kalanı bırakın, almayın. Yok eğer böyle yapmazsanız, Allah’a ve Resulüne savaş açtığınızı bilin. Eğer tövbe ederseniz, ana paranız (semayeniz) sizindir. Böylece ne haksızlık yapmış, ne de haksızlığa uğratılmış olusunuz.
3- Resulullah (s.a.v.) riba yiyene, yedirene, katibine ve şahidine lanet etti ve onlar müsavidirler buyurdu.(Kütübü sitte)
4- Hz. Ömer Riba ile ilgili ayetler hakkında şöyle diyor.
Riba ayeti, Kur’an’da nazil olan son ayetlerdir. Resulullah (s.a.v) ribanın bir çok cihetlerini bize bildirmeden vefat ettiler. Bunun için de siz malum olan ribayı bıraktığınız gibi, riba şüphesi olan şeyi de bırakınız.
Kur’an ve sünnetin açık nasslarıyla riba kesin olarak yasaklanmıştır. Ancak İslam’daki riba yasağının kapsamı ve bir kısım borç ilişkilerindeki ödemelerin bu yasak kapsamında müteâla edilip-edilmeyeceği konusunda İslam alimleri farklı fikirler serdetmişlerdir. Faizle ilgili görüşler aşağıdaki gibidir.
1- Vadeli satım ve vade farkı, ilerde taraflar arasında herhangi bir ihtilafa yol açmayacak bir biçimde akid esnasında taraflarca belirlenmek kaydıyla kural olarak caizdir.
İmam Malik’in talebesi arasında mümtaz bir yeri bulunan İbnü’l Kasım ile öğrencisi Kadı Sehnun arasında şu konuşma geçiyor.
Sehnun:
- Yanında bir mal bulunan birisine gelsem ve kaça sattığını sorsam o da: peşin elliye, veresiye yüze dese, ben malı veresiye yüze veya peşin elliye almak istesem bu İmam Malik’e göre caiz midir.?
İbnü’l Kasım:
- Malik’in dediği şudur: Eğer satıcı ister satar, isterse satmaz; alıcıda ister alır, isterse almaz durumda olurlarsa caizdir. İkisinden birisi veya her ikisi muhayyer değil ise bu mekruhtur; bunda hayır yoktur. Dedi.
Bazı alimler bir satış içinde iki satışı şöyle açıklamışlardır. Birisinin şu elbiseyi peşin ona, veresiye yirmiye sattım deyip de bu iki satıştan birisine karar vermeden ayrılmalıdır. Eğer bu ikisinden birisine karar verip böyle-ayrılır iseler caizdir.
İbnü’l Arabi hadisin şerhinde altı ayrı açıklama veriyor ve bu arada şunu kaydediyor: Ebu Hanife şöyle demiştir: Eğer bu (mal) peşin şu kadara yahut veresiye şu kadara der ve bu iki satıştan birisine karar vererek ayrılırlarsa bu caizdir.
2- Her hangi bir şekilde hesabında faiz tahakkuk etmiş olan bir Müslüman bunu bankadan alıp bir sevap beklentisi olmaksızın hayır yolunda harcamalıdır.
3- Borcun vadesinde ödenmemesi durumunda, -alacaklının bu gecikmede bir kusuru olmaması ve başlangıçta şart koşulmaması kaydıyla- ifaya gücü yeten borçludan asıl alacağına ilave olarak uğradığı zararın tazminini de isteyebilir.
4- Repo yasak olan faizin kapsamı içindedir.
5- Haramların zaruret halinde mubah olma ilkesi faiz içinde geçerlidir. Ancak her bir zaruret halinin kendi şartları içinde ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.
İslamda Zaruret Halinin şartlarını şöyle sıralayabiliriz.
1-Tehlikenin mevcut olması
2-Tehlikenin filhal mevcud olması
3-Tehlikenin kaçınılmaz olması
4-Tehlikenin mülci olması
5-Meşru yoldan giderme imkanının bulunmaması
6-Tehlikenin bulunduğuna kesin kanaat sahibi olunması
7-Zaruret halinde alınan haram, zaruret miktarını aşmamalı.
Zaruretten anlaşılması gereken ana fikir şudur ki zaruret, terk edildiğinde nefsinde veya bir uzvun telef olmasını netice veren bir haldir.
Burada şu soru akla gelmektedir. Acaba günümüzde faiz zaruret sayılabilirmi.?
Muhammed Ebu Zehra’ya göre ise, günümüzdeki faizli muameleleri zaruretten dolayı mübah saymak, faizi helal kılmak için açılmış bir penceredir. Faize dayalı bir sistemde genel olarak zaruret halini düşünmek mümkün değildir. Yine Draz’a göre faizin hiç bir çeşidi için ihtiyacın bulunması kâfi değildir. Sadece ihtiyaçla zaruret tahakkuk etmez.
6- İslam’da alacaklı hakkından fazlasını alamayacağı gibi hakkından eksik almaya da zorlanamaz. Bu itibarla bir kısım İslam alimlerine göre borç konusu paranın değerinde zamanla önemli sayılacak miktarda değişme olduğu takdirde, ödemelerin enflasyon miktarı dikkate alınarak yapılması gerekir. Diğer bir kısım alimler ise para borçlarının kararlaştırılan rakamsal değerler esas alınarak ödenmesi gerektiği kanaatindedir. Şu kadar var ki bu guruptaki bazı alimler borçlanma esnasında ön görülmeyen durumların ayrıca değerlendirilmesi gerektiği görüşündedir.
7- Faizle iştigal eden kişi ve kuruluşlara faiz alma niteliğiyle para yatırmak, faiz oranı enflasyon oranının altında da olsa caiz değildir.
8- Akdin konusu meşru olmak kaydıyla komisyonculuk karşılığında ücret almak caiz olup, alınacak ücret anlaşmayla veya ticari teamülle belirlenir.
9- Kiracının sözleşme süresinin bitiminden önce gayrimenkulu tahliye edip malikine veya mal sahibinin muvafakati ile ikinci bir kiracıya teslim etmesi karşılığında bir bedel alması caizdir. Fakat kira süresi sona ermiş yahut açık olarak veya zımnen yenilenmemişse kiracının tahliye bedeli alması caiz olmaz. Şu kadar var ki kiracı devir hakkını kullanma konusunda malik ile açıkça anlaşmış ise mülkiyet hakkını sözleşme hükümlerini ihlal etmemek ve hakkaniyet kurallarına uymak kaydıyla bu hakkın kullanımı karşılığında bir bedel alabilir.
10- Factoringde kredi verme dışındaki hizmetler komisyonculuk vb. Hizmetlerin hükmüne kredi verme ise genel faiz hükümlerine tabidir.
11- Devletin verdiği teşvik kredileri konusunda
a-bir kısım İslam alimleri, ülke ekonomisinin gelişmesine katkı amacıyla verilen bu tür kredilerin –faizinin reel pozitif olmaması ve meşru alanlarda, şartlarına uygun biçimde kullanılması kaydıyla- alınabileceği kanaatindedir. Bu görüşün sahipleri özellikle, dini duyarlılığı olan kişilerin de bu imkandan yararlanmalarına ve ülke ekonomisinde etkin bir rol üstlenmelerine engel olunmaması gerektiği düşüncesinden hareket etmektedirler.
b-Diğer bir kısım İslam alimleri ise ya devletin kamu ya ait bir imkanı bu şekilde kullandırmasına olumlu bakmadıkları veya bu uygulamayı riba çerçevesi dışında görmedikleri için yada her iki mülahaza ile bu tür kredilerin alınmasının caiz olmayacağı kanaatindedir. Biraz Çok Kaçtı Ama İşinize Yarar ...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://runist.yetkin-forum.com
 
İslamda Zekat
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Runist-Cafem* | Dostluk Ve Paylaşım Platformu :: İslamiyet ve Türk Dünyası :: İslamiyet-
Buraya geçin: